Postmodernizm
Postmodernizm, kelime anlami olarak bakildiginda Modernizmin ”sonrası” ya da ‘‘ötesi” anlamında kullanildigi görülür. Bununla birlikte postmodern denildiginde ortaya cok daha grift ve tartismali bir kavram cikmaktadir.
Bütün bu tartismalar postmodernizmin bir düsünce ve toplumsal durum olarak ortaya cikis ve gelisme kosullariyla baglantilidir; ayni zamanda da postmodernizmin kuramsal olarak öne sürdügü tezler ve gelistiridgi söylem tarzi ( ya da cogullugu) bu tartismalara kaynaklik etmektedir. Sözkonusu söylem cogullugu postmodernizm karsitlarini da icine alacak sekilde bir yayilim gösterdiginden hem postmodernizmin tanimlanmasini ve tarif edilmesini hem de belirli bir sekilde cercevelenmesini tzorlastirmaktadir.genel olarak ifade edilecek olursa postmodernizm modern düşünceye ve kültüre ait temel kavram, kategori ve perspektiflerin sorunsallaştırılmasıyla ve hatta bunların cogu zaman yadsınmasıyla birlikte yürütülmektedir.
Teori alanında postmodernizm modernist sanat biçimleri ve uygulamalarından koptuğu iddia edilen bir dizi kültürel alani meydana getiren mimarlık, felsefe, edebiyat, güzel sanatlar gibi alanlarda yeni kültürel biçimlerin işaretleri olarak başlamıştır ve bu bicimlerin kuramsal olarak temellendirilmesi cabalariyla gelistirilmistir. Özellikle mimaride sözkonusu gelismelerin basladigi genel olarak belirtilebilinir. Bu tartışmalar zamanla diğer birçok alanlara ve disiplinlere de yansımıştır ve sonuçta bir bütün olarak Modernizmin ya da daha dogru bir ifadeyle Modernite’nin sorgulanmasına ve aşılması arayışına dönüşmüştür. Bununla birlikte postmodernizmi yeni bir tarihsel evre olarak anlayip adlandirmaktansa, modernizmi/modernitenin kendi içinde bir aşama ya da özgül bir dönem olarak anlama çabaları da sözkonusudur, ki postmodernizm bir anlamda bütün bu anlama cabalarinin ve sorusturmalarin toplamini ifade eder görünmektedir. Postmodernizm, bu anlamda kendine yönelik itiraz ve eleştirileri de içine alacak şekilde süregiden bir modernizm/modernite/modernlik soruşturması ve tartışması olarak ifade edilebilir.
Mutlak Töz 
06 Ocak 2009, 4:04 pm |
eleştirel kuramcı takılıp metni eleştirebilirmiyim 🙂
eleştirel kuram doluydu, ama burda post-modernizmin temel parametreleri yok—üstelik post-yapısalcılıkla abi kardeşseler, post-yapısalcıların da baba yaklaşımları var,,,
sanırım bu iki dalı sentezlemek bir yönüyle gereksiz de,,, eleştirel kuramın konusu toplumdu, post-yapısalcılığın ya da post-modernizmin ki birey,,,
post-modernizme dokunmak istemiyoruz ama bir yargı değil de analiz olarak düşünürsek post-modern hayatlar yaşıyoruz (bu da vaki))
biri anarşik biri sosyalik (alkolik gibi düşün),,,
fikirlerimdir bunlar—
eskiden fikirlerimden emin olurdum—
eskidendi—
06 Ocak 2009, 5:35 pm |
Kültür bilimcisi takilip farkli ülkelerinin akademik ekollerine dikkat cekebilir miyim?
Almanca’da elestirel kuram denildiginde Adorno’nun etrafindaki Frankfurt ekolu kastediliyor; bu bakimdan söyledigin dogru. Ama Ingilzce’de elestirel kuram denildiginde cok daha genis, kesin postmodernleri de kapsayan bir elestirel toplum kurami kastediliyor. Türkce’de bunlar bazen harmanlandiriliyor. O acidan beraber ele alinmalari da yanlis degil. Kaldi ki postmodernizm de kesinlikle topluma, Frankfurt ekolu da bireye önem verir. Kanimca.
10 Haziran 2009, 4:18 am |
hepinize acıyorum yazık
29 Aralık 2010, 10:41 pm |
Lisede okuyan bir öğrencinin Felsefe ödevini yapmaya çalışırken içine düştüğü derin dünya..Posmodernizm..Bu tezleri bu görüşleri gördükçe koyduğum Sosyoloji hedefinin ne kadar doğru olup olmadığını kendi kendime bir kere daha soramadan edemiyorum..