Schopenhaur’e hatırlamak

by

Schopenhauer Schopenhauer’un adını anıp bırakmıştık. Artık bi daha bahsi ne zaman açılır allah bilir, bizim meselelere bakışımızda entropi yasası geçerli, kimbilir ne zaman üstüne gideriz demeye kalmadı, ProC abi zat-i muhteremi “sanat anlığı” bakımından ortaya koyuverdi. Şahıs önemli, konu önemli, yazı önemli. Schopenhauer’i “düşünce tarihi”nde nev-i şahsına münhasır bir kişilik olarak, modern düşüncenin değerlendirilmesinde (onun Kant’la ilişkisi dolayısıyla) ve bu düşüncenin içerden kırılmalarının anlaşılmasında(Nietzsche’ye etkisi ve sonrası dolayısıyla) bir eşik olarak ele almak gereklidir sanıyorum. Schopenhauer’un Sanat Anlağı esasta onun sanat algısına dair bazı açılımlar sunmakta ve kavramlarını değerlendirmekte ise de, başka bir açıdan Schopenhauer’i hatırlamaya belki bir giriş olarak da düşünülebilir -karamsarlığı, acısı, umutsuzluğu, irrasyonelliği, kötülük düşüncesi, dünya tasavvuru, kavramları vs. anılmağa başlanmalıdır. Bu yazının açılımlarıyla insan bir çok başka kapıları önünde aralanmış buluyor, dahası o kapılara hamle yapma isteği duyuyor. Ne güzel……

4 Yanıt to “Schopenhaur’e hatırlamak”

  1. proetcontra Says:

    Öncelikle değerlendirmen için teşekkürler. Schopenhauer meselesinde önemli bulduğum iki nokta var, müsaadenle onları belirteyim: 1.Schopenhauer’un kendi felsefesi, ki bütünlükten uzak olanı yanlışlıklara gebe. Buna yoğunlaşmak detaylı bir okumayı zorunlu kılıyor. 2.Schopenhauer’un etkisi (önemle Nietzsche ve Wittgenstein üzerinde). Yani istenç ve dil-anlam meselelerinde sebep olduğu açılımlar. Ben bunlardan ayrı olarak onun estetiğinin, varlığın özüne ilişkin olanın anlaşılmasında bir noktaya değinmiş olmasını değerli buluyorum. ‘Sıradışı disiplinimiz’ sanat tarihi bunu ne derece destekler bilemiyorum, ama kişisel olarak onun yaklaşımı bir yönüyle modern ve sonrası dönemde yapılanları benim için biraz daha anlaşılır ve okunabilir kılıyor, deha olarak sanatçı fikri eski gücünü yitirmiş olsa da.

    Hasılı, açılmalı:) Başka meselelerin aydınlanmasında onun üzerinde konuşmak anlamlı görünüyor.

  2. kacakkova Says:

    tesekkür benden proC, bu değinin sebebi senin kapsamlı yazın zaten.schopehhauer’un sevabı ve günahıyla ;), sistem filozofları gibi ana akım yaratmamış olsa da önemli bir şahıs olduğunu sanıyorum, ki belirttiğin iki isim (nietzsche, wittgenstein) üzerinden bile bu önemlilik bellidir. bir yandan onun “kendi felsefesi” diyebileceğimiz şeyi ortaya koymak, sonrada dediğin yöndeki etki ettiği açılımlarına bakmak icab eder.ondan daha fazla ve farklı şeyler çıkması da muhtemeldir, örneğin aklın “ideoloji olarak eleştirisi”nin başlangıç yerlerinden biri olarak alabiliriz onun akla itirazlarını. “ne güzel” deyip bıraktım ben, konuşulacak bir mesele daha açılmış oldu kanımca……

  3. passive Says:

    benim gibi sözde-dışardanschopehauerbilirler yalnızca onun aforizmalarından bahsedebilir, onları gerektiği yerde kompozisyonlarda güzel dursun diyerek bir broş nevinden kullanırlar ve belki pek çok feylesofun kaderi yahut elimizde çürüyüşü böyle gerçekleşir..üzülmeli miyim kaçakkovaa?
    ya da hiç elimi sürmemeli miyim?

  4. kacakkova Says:

    ne demek efenim pass,
    elini sürmemek olur mu…..
    zaten özde-icerden anlamak nedir ki bu sahisiyetleri…..feylesof dedigin en iyi aforizmalarda duruyor zati….bir “şıklık” vazifesi gördüyse, daha ne olsun….netekim, şöpenhoır hazretleri zannımca mutlu olacaklardır broş olarak vazife gördüklerinde……
    sürünüz efenim elinizi ;), caizdir……

Yorum bırakın